Plusquamperfekt: Plusquamperfekt, Almanca dilinde geçmişte bir olayın daha önce gerçekleştiğini ifade eden bir zaman kipi olarak kullanılır. Türkçeye “-mişli geçmiş zaman”, “geçmiş zamanın geçmişi” olarak çevrilebilir. Plusquamperfekt, bir olayın başka bir geçmiş olaydan önce gerçekleştiğini vurgular.
Örneğin:
- “Ich hatte gearbeitet.” Türkçe’ye “Ben çalışmıştım.” şeklinde çevrilebilir. Burada “hatte” (sahipti) yardımcı fiili geçmiş zamanı, “gearbeitet” (çalışmış) ise geçmişteki olayı ifade eder.
Bu yapı Türkçe’deki “idi, idi” gibi ifadelerle karşılaştırılabilir, ancak kullanımı Almanca diline özgüdür.
Almanca Plusquamperfekt Kullanımı
Almancada Plusquamperfekt, geçmişte bir olayın daha önce gerçekleştiğini ifade eden bir zaman kipidir. Plusquamperfekt’in kuruluşu genellikle yardımcı fiil “haben” veya “sein” ile ana fiilin birleştirilmesiyle olur. İşte Plusquamperfekt’in kullanımı hakkında detaylı bilgi:
Haber Veren Yardımcı Fiiller:
Çoğu durumda, geçmişteki bir olayın daha önce gerçekleştiğini belirtmek için yardımcı fiil olarak “haben” veya “sein” kullanılır. Bu yardımcı fiil, şahıs zamiri ve çekim ekleri ile birleştirilir.
Örnek (haben kullanımı): “Ich hatte gearbeitet.” (Ben çalışmıştım.)
Örnek (sein kullanımı): “Sie war gegangen.” (O gitmişti.)
Ana Fiilin Partizip 2 Hali:
Plusquamperfekt’te ana fiil, Partizip 2 (geçmiş zamanın üçüncü hali) olarak kullanılır. Bu, Almanca’daki fiillerin geçmiş zaman halleridir.
Örnek: “arbeiten” fiilinin Partizip 2 hali “gearbeitet”tir. Bu, “Ich hatte gearbeitet.” örneğinde olduğu gibi kullanılır.
Zaman Belirleyiciler:
Plusquamperfekt cümlelerinde sıklıkla geçmişteki bir olayın tam olarak ne zaman gerçekleştiğini belirten zaman belirleyiciler kullanılır. Bu belirleyiciler, olayların sıralanmasını ve ilişkilerini vurgular.
Örnek: “Bevor er ankam, hatte ich schon gegessen.” (O gelmeden önce ben zaten yemiştim.)
Hikaye Anlatımında Kullanım:
Plusquamperfekt, hikaye anlatımında geçmiş olayların sırasını vurgulamak için sıkça kullanılır. Bu sayede dinleyici ya da okuyucuya olayların kronolojisini daha net bir şekilde iletmek mümkün olur.
Örnek: “Er hatte den Schlüssel verloren, bevor er das Auto gefunden hat.” (Arabayı bulmadan önce anahtarı kaybetmişti.)
Plusquamperfekt, Almanca’da geçmişteki olayların zaman sırasını ve ilişkilerini ifade etmek için önemli bir zaman kipidir. Bu zaman kipini kullanmak, özellikle hikaye anlatımında ve geçmişteki olayların detaylı bir şekilde ifade edilmesinde etkilidir.
Almanca Plusquamperfekt Cümleleri
- Ich hatte bereits gegessen, als sie ankam. (O geldiğinde ben zaten yemek yemiştim.)
- Du hattest die Hausaufgaben gemacht, bevor wir ins Kino gingen. (Sinemaya gitmeden önce sen ödevleri yapmıştın.)
- Er hatte den Schlüssel verloren, deshalb konnte er die Tür nicht öffnen. (O, anahtarı kaybetmişti, bu yüzden kapıyı açamadı.)
- Wir hatten schon eingekauft, bevor der Laden geschlossen wurde. (Dükkan kapanmadan önce biz zaten alışveriş yapmıştık.)
- Ihr hattet das Buch schon gelesen, als ich es euch empfohlen habe. (Kitabı size tavsiye ettiğimde, sizler zaten kitabı okumuştunuz.)
- Bevor der Film begann, hatten sie schon Popcorn gegessen. (Film başlamadan önce onlar zaten patlamış mısır yemişlerdi.)
- Sie hatten sich verspätet, deswegen hatten sie den Zug verpasst. (Onlar geç kalmışlardı, bu yüzden treni kaçırmışlardı.)
- Bevor ich die Antwort erhielt, hatte ich die Frage vergessen. (Cevabı almadan önce, soruyu unutmuştum.)
- Er hatte die Blumen gekauft, bevor er sie ihr gab. (Onlar için çiçekleri almadan önce, ona vermişti.)
- Wir hatten das Konzerttickets schon gekauft, als es abgesagt wurde. (İptal edilmeden önce konser biletlerimizi zaten almıştık.)
- Bevor wir den Ausflug gemacht haben, hatte es geregnet. (Gezintiyi yapmadan önce yağmur yağmıştı.)
- Ich hatte das Buch schon gelesen, bevor es verfilmt wurde. (Kitabı okumuştum, film haline gelmeden önce.)
- Du hattest die Reise geplant, bevor wir die Tickets buchten. (Biletleri rezerve etmeden önce sen seyahati planlamıştın.)
- Bevor sie die Prüfung ablegte, hatte sie viel gelernt. (Sınavı geçmeden önce çok çalışmıştı.)
- Er hatte das Auto repariert, bevor es kaputtging. (Araba bozulmadan önce onu tamir etmişti.)
- Bevor sie den Kuchen probierte, hatte sie ihn gebacken. (Kekin tadına bakmadan önce onu pişirmişti.)
- Ihr hattet die Stadt schon besichtigt, als ich ankam. (Ben geldiğimde, sizler şehri zaten gezmıştiniz.)
- Bevor der Unterricht begann, hatten die Schüler ihre Hausaufgaben gemacht. (Ders başlamadan önce öğrenciler ödevlerini yapmışlardı.)
- Ich hatte das Restaurant gefunden, bevor wir uns trafen. (Buluşmadan önce restoranı bulmuştum.)
- Bevor sie die Antwort wusste, hatte ich die Frage gestellt. (Cevabı bilmeden önce, soruyu sormuştum.)