Almanca Diyalog Örnekleri: Dil öğreniminde diyaloglar önemli yer tutar. Günlük konuşmada son derece işimize yarar. Almanca diyalog örnekleri bu anlamda sizlere pratik kazandıracak, bilgilerinizi pekiştirmek için bir olanak sağlayacaktır.
Diyalog bildiğiniz üzere iki ikişinin karşılıklı konuşması anlamına gelir. Bu konuşmalar okulda, iş yerinizde, sokakta, markette, lokantada, berberde vb. birçok alanda gerçekleşebilir. Bu konuşmalar çok basit, günlük ihtiyacı karşılayacak diyaloglar olabileceği gibi ileri seviyede dil beceriler isteyen içeriklerde de olabilir.
Diyalog, iki veya daha fazla kişi arasında gerçekleşen konuşmalardır. Bu konuşmalar, belirli bir konu veya amaç etrafında yapılır ve fikir alışverişi, bilgi paylaşımı, tartışma veya karar verme gibi amaçlar taşıyabilir. Yukarıdaki örnekte, personel müdürü ve başvuran arasındaki iş görüşmesi bir diyalogdur.
Biz yazımızda daha çok yeni başlayanlara uygun, başlangıç seviyesinde (Almanca A1, Almanca A2) diyaloglara yer vermeye çalışacağız. Böylelikle öğrendiğiniz kelime ve yapıları burada görebilecek ve bilgilerinizi pekiştirme şansı bulabileceksiniz. Ayrıca bu öğrendiğiniz kalıpları günlük konuşmanızda kullanabilirsiniz.
Almanca Diyalog Örneklerini bir kolaylık oluşturması bakımından belli konu başlıklarında toplayarak hazırladık.
Almanca Diyalog Örnekleri İçindekiler:
1. Almanca Tanışma Diyalogları
2. Almanca Okul Diyalogları
3. Almanca Hastane Diyalogları
Almanca Tanışma Diyalogları
Almanca Diyalog Örnekleri – Almanca Tanışma Diyalogu 1
Ayşe: Hallo, ich heiße Ayşe. Wie heißt du?
Ayşe: Merhaba, benim adım Ayşe. Senin adın ne?
Mehmet: Hallo Ayşe, ich heiße Mehmet. Nett, dich kennenzulernen.
Mehmet: Merhaba Ayşe, benim adım Mehmet. Memnun oldum.
Ayşe: Ich freue mich auch. Warum bist du hierher gekommen?
Ayşe: Ben de memnun oldum. Buraya kadar neden geldin?
Mehmet: Ich bin hier für einen Urlaub. Warum bist du hier?
Mehmet: Tatil için buradayım. Sen neden buradasın?
Ayşe: Ich lebe hier. Ich wurde in dieser Stadt geboren und bin hier aufgewachsen.
Ayşe: Ben burada yaşıyorum. Bu şehirde doğdum ve büyüdüm.
Mehmet: Wie schön. Ich habe viel über diese Stadt gehört und wollte sie besuchen. Ich habe noch nicht viele Orte besucht, was sind deine Empfehlungen?
Mehmet: Ne güzel. Bu şehir hakkında çok şey duymuştum ve burayı ziyaret etmek istedim. Henüz pek fazla yer görmedim, senin önerilerin nelerdir?
Ayşe: Ich empfehle dir, die historischen Orte und Museen in der Innenstadt zu besuchen. Außerdem ist die Küche hier sehr berühmt, also kannst du auch leckeres Essen ausprobieren.
Ayşe: Şehir merkezindeki tarihi yerleri ve müzeleri görmeni öneririm. Ayrıca buranın mutfağı oldukça meşhur, lezzetli yemekler de deneyebilirsin.
Mehmet: Super, vielen Dank. Vielleicht kannst du mir auch zeigen?
Mehmet: Harika, teşekkür ederim. Belki sen de benimle beraber gezersin?
Ayşe: Warum nicht, ich muss dir auch viele Orte zeigen. Lass uns in den nächsten Tagen zusammen eine schöne Tour machen.
Ayşe: Neden olmasın, benim de birçok yer göstermem gerekiyor. İlerleyen günlerde bir araya gelip güzel bir tur yapalım.
Mehmet: Auf jeden Fall, ich kann es kaum erwarten.
Mehmet: Kesinlikle, ben de sabırsızlıkla bekliyorum.
Ayşe: Dann sehen wir uns später.
Ayşe: Öyleyse görüşmek üzere.
Mehmet: Bis dann, tschüss.
Mehmet: Görüşürüz, hoşça kal.
Almanca Diyalog Örnekleri- Almanca Tanışma Diyalogu 2
Guten Tag, ich bin Lisa. Wie heißt du? -> Günaydın, ben Lisa. Senin adın ne?
Hallo Lisa, ich heiße Tom. Es freut mich, dich kennenzulernen. -> Merhaba Lisa, ben Tom. Seni tanıdığıma memnun oldum.
Ebenfalls, Tom. Woher kommst du? -> Ben de, Tom. Nerelisin?
Ich komme aus Hannover. Und du? -> Hannover’dan geliyorum. Peki sen?
Ich komme aus Hamburg. Was machst du beruflich, Tom? -> Hamburg’dan geliyorum. Sen ne iş yapıyorsun, Tom?
Ich arbeite in der IT-Branche. Und du? -> Ben IT sektöründe çalışıyorum. Peki sen?
Ich arbeite als Lehrerin. Was sind deine Hobbys? -> Ben öğretmenim. Senin hobilerin nelerdir?
Ich mag Sport treiben und Filme schauen. Wie wäre es mit dir, Lisa? -> Spor yapmayı ve film izlemeyi severim. Peki sen, Lisa?
Ich lese gern und gehe gerne spazieren. Hast du einen Lieblingsfilm? -> Ben okumayı seviyorum ve yürüyüşe çıkmayı. Senin en sevdiğin film nedir?
Ja, mein Lieblingsfilm ist Forrest Gump. Wie wäre es mit dir? -> Evet, benim en sevdiğim film Forrest Gump. Seninkisi ne?
Mein Lieblingsfilm ist Die Verurteilten. Wir haben ähnliche Interessen! -> Benim en sevdiğim film The Shawshank Redemption. Benzer ilgi alanlarımız var!
Das ist großartig! Vielleicht können wir eines Tages gemeinsam Sport treiben oder einen Film schauen. -> Harika! Belki bir gün birlikte spor yapabiliriz veya film izleyebiliriz.
Klar, das hört sich gut an. Es war schön, dich kennenzulernen, Lisa. -> Tabii, bu güzel görünüyor. Seni tanıdığıma memnun oldum, Lisa.
Ebenfalls, Tom. Ich hoffe, wir werden uns bald wiedersehen. -> Ben de, Tom. Umarım yakında tekrar görüşürüz.
Auf Wiedersehen! -> Görüşmek üzere!
Auf Wiedersehen! -> Görüşmek üzere!
Almanca Okul Diyalogları
Max: Hallo, wie geht es dir?
Max: Merhaba, nasılsın?
Lisa: Mir geht es gut, danke. Und dir?
Lisa: İyiyim, teşekkür ederim. Sen nasılsın?
Max: Auch gut, danke. Was hast du heute für Fächer?
Max: Ben de iyiyim, teşekkür ederim. Bugün hangi derslerin var?
Lisa: Ich habe Mathe, Deutsch, Englisch und Geschichte. Und du?
Lisa: Matematik, Almanca, İngilizce ve tarih dersim var. Peki senin?
Max: Ich habe Chemie, Sport und Biologie. Chemie ist aber nicht so mein Lieblingsfach.
Max: Kimya, spor ve biyoloji dersim var. Ama kimya, favori dersim değil.
Lisa: Ich mag Sport, aber Biologie ist für mich schwer.
Lisa: Sporu seviyorum ama biyoloji bana zor geliyor.
Max: Was machst du nach der Schule?
Max: Okuldan sonra ne yapıyorsun?
Lisa: Ich gehe ins Fitnessstudio. Und du?
Lisa: Fitness salonuna gidiyorum. Peki sen?
Max: Ich spiele am Computer oder treffe mich mit Freunden.
Max: Bilgisayarda oyun oynuyorum veya arkadaşlarımla buluşuyorum.
Almanca Hastane Diyalogları
Krankenschwester: Guten Morgen, wie geht es Ihnen?
Hemşire: Günaydın, nasılsınız?
Patient: Mir geht es nicht so gut. Ich habe starke Kopfschmerzen.
Hasta: İyi değilim. Şiddetli baş ağrım var.
Krankenschwester: Das tut mir leid. Wann haben die Schmerzen begonnen?
Hemşire: Üzgünüm. Ağrılar ne zaman başladı?
Patient: Gestern Abend hatte ich zum ersten Mal Kopfschmerzen. Aber jetzt ist es viel schlimmer.
Hasta: Dün akşam ilk kez başım ağrımaya başladı. Ama şimdi çok daha kötü.
Krankenschwester: In Ordnung, wir werden ein paar Untersuchungen durchführen müssen. Bitte warten Sie hier, während ich den Arzt rufe.
Hemşire: Tamam, birkaç tahlil yapmamız gerekecek. Ben doktoru çağırırken burada bekleyin lütfen.
Almanca İş Görüşmesi Diyalogu
Personel Müdürü: Guten Tag! Ich bin der Personalleiter. Sie haben sich für die Position des Vertriebsleiters beworben, richtig?
Başvuran: Ja, das stimmt.
Personel Müdürü: Gut. Könnten Sie uns etwas über Ihre Erfahrung im Vertrieb erzählen?
Başvuran: Natürlich. Ich habe mehrere Jahre Erfahrung im Vertrieb von IT-Produkten. Ich war in verschiedenen Positionen tätig, von einem Vertriebsmitarbeiter bis hin zu einem Regionalleiter.
Personel Müdürü: Das klingt beeindruckend. Was sind Ihrer Meinung nach Ihre Stärken im Vertrieb?
Başvuran: Meine Stärken liegen in der Fähigkeit, Beziehungen zu Kunden aufzubauen und aufrechtzuerhalten. Ich bin auch sehr gut darin, Verkaufsstrategien zu entwickeln und umzusetzen.
Personel Müdürü: Sehr gut. Wie sieht es mit Ihren Deutschkenntnissen aus?
Başvuran: Ich spreche fließend Deutsch und habe Erfahrung in der Zusammenarbeit mit deutschsprachigen Kunden und Kollegen.
Personel Müdürü: Das hört sich vielversprechend an. Haben Sie noch Fragen oder Anmerkungen?
Başvuran: Ja, ich würde gerne mehr über die Unternehmenskultur und die Erwartungen für diese Position erfahren.
Personel Müdürü: Natürlich. Wir sind ein dynamisches Unternehmen, das ständig wächst und sich weiterentwickelt. Wir suchen jemanden, der motiviert ist, Ziele zu erreichen und mit uns zusammenzuarbeiten, um das Unternehmen voranzubringen.
Başvuran: Das klingt großartig. Ich denke, ich könnte gut in dieses Unternehmen passen.
Personel Müdürü: Wir werden uns Ihre Bewerbung und Ihr Vorstellungsgespräch ansehen und uns bald bei Ihnen melden.
Başvuran: Vielen Dank für Ihre Zeit und die Gelegenheit, sich zu bewerben.
Personel Müdürü: Gerne geschehen. Auf Wiedersehen!
Türkçesi:
Personel Müdürü: Günaydın! Ben personel müdürüyüm. Satış müdürü pozisyonu için başvurduğunuzu doğru mu anladım?
Başvuran: Evet, doğru.
Personel Müdürü: İyi. Satışta deneyiminiz hakkında bize bir şeyler anlatabilir misiniz?
Başvuran: Tabii. IT ürünleri satışında birkaç yıllık deneyimim var. Farklı pozisyonlarda çalıştım, satış temsilcisinden bölge müdürüne kadar.
Personel Müdürü: İmparatorluk yaratan bir durum. Satışta güçlü yönleriniz nelerdir?
Başvuran: Güçlü yönlerim müşterilerle ilişki kurmak ve sürdürmek konusunda olan yeteneğimde yatmaktadır. Ayrıca satış stratejileri geliştirme ve uygulamada da çok iyiyim.
Personel Müdürü: Çok iyi. Almanca bilginiz nasıl?
Başvuran: Akıcı bir şekilde Almanca konuşuyorum ve Almanca konuşan müşteriler ve meslektaşlarla çalışma konusunda deneyimim var.
Personel Müdürü: Bu umut verici bir durum. Başka sorularınız ya da yorumlarınız var mı?
Başvuran: Evet, şirket kültürü ve bu pozisyona yönelik beklentiler hakkında daha fazla bilgi edinmek istiyorum.
Personel Müdürü: Tabii. Sürekli büyüyen ve gelişen dinamik bir şirketiz. Hedeflere ulaşmak için motive olan ve şirketi ileriye taşımak için bizimle birlikte çalışmaya istekli birini arıyoruz.
Başvuran: Harika görünüyor. Bu şirkete iyi uyacağımı düşünüyorum.
Personel Müdürü: Başvurunuzu ve görüşmenizi inceleyeceğiz ve yakında size geri döneceğiz.
Başvuran: Zamanınız ve başvurma fırsatı için teşekkür ederim.
Personel Müdürü: Rica ederim. Görüşmek üzere!
Almanca Diyalog Örnekleri konumuza son verirken en az Almanca Diyalog Örnekleri yazımız kadar ilginizi çekebilecek yazılarımızdan bazılarını sizler için listeledik. Almanca Diyalog Örnekleri yazımız zaman zaman güncellenecek ve yeni diyaloglar eklenecektir. Takipte kalın:)
İlginizi Çekebilir
2. Almanca A1 Kelime Listesi PDF