İngilizce dilbilgisinin temel yapı taşlarından biri olan “Irregular Verbs” yani İngilizce düzensiz fiiller, dil öğreniminde kritik bir rol oynar. Bu fiiller, düzenli fiillerin aksine, geçmiş zaman ve diğer zaman formlarında öngörülemez bir şekilde değişen fiillerdir. Bu nedenle, dil öğrenenler için düzensiz fiilleri anlamak ve doğru bir şekilde kullanmak oldukça önemlidir.
İngilizce düzensiz fiiller, İngilizce dilinin temel unsurlarından biri olup, günlük iletişimden akademik çalışmalara kadar geniş bir kullanım alanına sahiptir. Bu fiiller, dilin yapısal karmaşıklığını yansıtırken aynı zamanda dilin zenginliğini de ortaya koyar. Dolayısıyla, dil öğrenenlerin düzensiz fiilleri öğrenmesi ve kullanması, dil becerilerini geliştirmeleri için kritik bir adımdır.
Bu makalede, İngilizce düzensiz fiillerin ne olduğu, nasıl kullanıldığı ve temel çekim kuralları hakkında detaylı bilgi bulacaksınız. İngilizce dilini öğrenirken, düzensiz fiillerin rolünü anlamak ve doğru bir şekilde kullanmak, dil becerilerinizi güçlendirmenize ve etkili iletişim kurmanıza yardımcı olacaktır.
İngilizce Düzensiz Fiiller 2. ve 3. Halleri Listesi
İngilizce düzensiz fiiller 2. ve 3. hallerini kolay ezberlemeniz ve erişebilmeniz adına sizler için bir tablo hazırladık.
1. Hali | 2. Hali | 3. Hali | Türkçe Anlamı |
---|---|---|---|
Awake | Awoke | Awoken | Uyandırmak |
Be | Was, were | Been | Olmak |
Beat | Beat | Beaten | Vurmak |
Become | Became | Become | Olmak |
Begin | Began | Begun | Başlamak |
Bend | Bent | Bent | Bükmek |
Bet | Bet | Bet | Bahse girmek |
Bid | Bid | Bid | Emretmek |
Bite | Bit | Bitten | ısırmak |
Blow | Blew | Blown | Esmek |
Break | Broke | Broken | Kırmak |
Bring | Brought | Brought | Getirmek |
Broadcast | Broadcast | Broadcast | Yayımlamak |
Build | Built | Built | İnşa etmek |
Burn | Burned, burnt | Burned, burnt | Yakmak |
Burst | Burst | Burst | Patlamak |
Buy | Bought | Bought | Satın almak |
Catch | Caught | Caught | Yakalamak |
Choose | Chose | Chosen | Seçmek |
Come | Came | Come | Gelmek |
Cost | Cost | Cost | Mal olmak (masraf) |
Creep | Crept | Crept | Emeklemek |
Cut | Cut | Cut | Kesmek |
Deal | Dealt | Dealt | Anlaşmak |
Dig | Dug | Dug | Kazmak |
Do | Did | Done | Yapmak |
Draw | Drew | Drawn | Çizmek |
Dream | Dreamed, dreamt | Dreamed, dreamt | Rüya görmek |
Drive | Drove | Driven | Sürmek |
Drink | Drank | Drunk | İçmek |
Eat | Ate | Eaten | Yemek |
Fall | Fell | Fallen | Düşmek |
Feed | Fed | Fed | Beslemek |
Feel | Felt | Felt | Hissetmek |
Fight | Fought | Fought | Dövüşmek |
Find | Found | Found | Bulmak |
Flee | Fled | Fled | Firar etmek |
Fly | Flew | Flown | Uçmak |
Forbid | Forbade | Forbidden | Yasaklamak |
Forget | Forgot | Forgotten | Unutmak |
Forgive | Forgave | Forgiven | Affetmek |
Freze | Froze | Frozen | Dondurmak |
Get | Got | Got, gotten | Almak |
Give | Gave | Given | Vermek |
Go | Went | Gone | Gitmek |
Grow | Grew | Grown | Büyümek |
Hang | Hung | Hung | Asmak |
Have | Had | Had | Sahip olmak |
Hear | Heard | Heard | İşitmek |
Hide | Hid | Hidden | Saklamak |
Hit | Hit | Hit | Vurmak |
Hold | Held | Held | Kaldırmak |
Hurt | Hurt | Hurt | Acıtmak |
Keep | Kept | Kept | Tutmak |
Know | Knew | Known | Bilmek |
Lay | Laid | Laid | Uzanmak |
Lead | Led | Led | Önderlik etmek |
Learn | Learned, learnt | Learned, learnt | Öğrenmek |
Leave | Left | Left | Terk etmek |
Lend | Lent | Lent | Ödünç vermek |
Let | Let | Let | İzin almak |
Lie | Lay | Lain | Yalan söylemek |
Lose | Lost | Lost | Kaybetmek |
Make | Made | Made | Yapmak |
Mean | Meant | Meant | Anlamına gelmek |
Meet | Met | Met | Görüşmek |
Pay | Paid | Paid | Ödemek |
Put | Put | Put | Koymak |
Read | Read | Read | Okumak |
Ride | Rode | Ridden | Sürmek |
Ring | Rang | Rung | Zil çalmak |
Rise | Rose | Risen | Yükselmek |
Run | Ran | Run | Koşmak |
Say | Said | Said | Söylemek |
See | Saw | Seen | Görmek |
Sell | Sold | Sold | Satmak |
Send | Sent | Sent | Göndermek |
Show | Showed | Showed, shown | Göstermek |
Shut | Shut | Shut | Kapatmak |
Sing | Sang | Sung | Şarkı söylemek |
Sit | Sat | Sat | Oturmak |
Sleep | Slept | Slept | Uyumak |
Speak | Spoke | Spoken | Konuşmak |
Spend | Spent | Spent | Harcamak |
Stand | Stood | Stood | Beklemek |
Swim | Swam | Swum | Yüzmek |
Take | Took | Taken | Almak |
Teach | Taught | Taught | Öğretmek |
Tear | Tore | Torn | Yırtmak |
Tell | Told | Told | Anlatmak |
Think | Thought | Thought | Düşünmek |
Throw | Threw | Thrown | Atmak |
Understand | Understood | Understood | Anlamak |
Wake | Woke | Woken | Uyanmak |
Wear | Wore | Worn | Giymek |
Win | Won | Won | Kazanmak |
Write | Wrote | Written | Yazmak |
İngilizce Düzensiz Fiiller Örnek Cümleler
- go (went) – gitmek: She went to the store to buy some groceries. (Marketten alışveriş yapmak için gitti.)
- eat (ate) – yemek: We ate dinner at a fancy restaurant last night. (Dün gece şık bir restoranda akşam yemeği yedik.)
- see (saw) – görmek: I saw an old friend at the party last weekend. (Geçen hafta sonu partide eski bir arkadaşımı gördüm.)
- take (took) – almak, götürmek: He took the bus to work this morning. (Bu sabah işe otobüsle gitti.)
- write (wrote) – yazmak: She wrote a beautiful poem for her mother’s birthday. (Annesinin doğum günü için güzel bir şiir yazdı.)
- drink (drank) – içmek: They drank tea while waiting for the rain to stop. (Yağmurun durmasını beklerken çay içtiler.)
- break (broke) – kırmak: He accidentally broke the vase while cleaning the room. (Oda temizlerken kazara vazoyu kırdı.)
- run (ran) – koşmak: The children ran around the playground with joy. (Çocuklar sevinçle oyun alanında koştular.)
- sleep (slept) – uyumak: She slept peacefully through the night after a long day at work. (Uzun bir iş gününden sonra geceyi huzurlu bir şekilde uyuyarak geçirdi.)
- bring (brought) – getirmek: He brought a cake to the party as a gift. (Partiye hediye olarak bir pasta getirdi.)
İngilizce dilinde düzensiz fiiller, düzenli fiillerin aksine düzenli bir çekim kalıbına sahip olmayan fiillerdir. Bu fiillerin çekimleri, genellikle kök fiilin kendisi üzerinde yapılan değişikliklerle oluşur ve İngilizce dilbilgisinde önemli bir rol oynarlar. “Irregular verbs” olarak da bilinen ingilizce düzensiz fiiller, dil öğrenenler için öğrenmesi ve anlaması zor olabilen bir konudur. Ancak, doğru şekilde öğrenildiklerinde, dilin zenginliğini ve çeşitliliğini artırır ve iletişim becerilerini geliştirir.
İngilizce düzensiz fiiller, çoğunlukla İngilizce dilinin en yaygın kullanılan kelimelerinden bazılarını oluşturur. Bunlar, geçmiş zaman, şartlı zaman, geniş zaman ve diğer zaman formlarında sıkça kullanılır. Örneğin, “go-went” (gitmek-gitti), “eat-ate” (yemek-yedi), “see-saw” (görmek-gördü) gibi.
İngilizce dilinin öğrenilmesi sürecinde, ingilizce düzensiz fiillerin doğru şekilde öğrenilmesi ve kullanılması önemlidir. Bunun için, öğrencilerin ingilizce düzensiz fiillerin çekim kalıplarını ezberlemesi ve pratik yapması gerekmektedir. Ayrıca, bu fiillerin kullanımını anlamak ve gerçek hayatta kullanmak, dil becerilerini geliştirmek için önemlidir.
Sonuç olarak, İngilizce dilinin önemli bir bileşeni olan ingilizce düzensiz fiiller, dil öğrenenler için önemli bir konudur. Doğru şekilde öğrenildiklerinde, dilin çeşitliliğini ve derinliğini artırır ve iletişim becerilerini geliştirir. Düzensiz fiillerin anlaması ve kullanılması, dil öğrenme sürecinde önemli bir adımdır ve dilin akıcı bir şekilde kullanılmasına yardımcı olur.