Almanca Wenn Cümleleri: “Wenn” Almanca’da “eğer, şayet” anlamına gelir. Bu kelime, bir koşul veya şart ifade etmek için kullanılır. Örneğin, “Eğer yağmur yağarsa, evde kalacağım” cümlesindeki “wenn” kelimesi “eğer” anlamında kullanılmıştır.
“Wenn” kelimesi genellikle şu yapıda cümlelerde kullanılır:
Wenn Cümleleri Temel Kullanım:
Wenn + özne + fiil, ... (Ana cümle)
Örnek:
Wenn es regnet, bleibe ich zu Hause. (Eğer yağmur yağarsa, ben evde kalırım.)
Bağlı Cümle Yapısı: Birincil cümledeki bir olayın gerçekleşmesine bağlı olarak ikincil bir olayın gerçekleşmesini ifade eder.
Hauptcümle, wenn + Alt cümle.
Örnek:
Ich gehe einkaufen, wenn ich Zeit habe. (Zamanım olduğunda alışverişe giderim.)
Gelecekteki Olası Durum:
Wenn + gelecek zaman fiili, ... (Ana cümle)
Örnek:
Wenn du Zeit hast, werden wir ins Kino gehen. (Eğer zamanın varsa, sinemaya gideceğiz.)
Sık Kullanılan Diğer Durumlar:
- Wenn möglich: Mümkünse
- Wenn nötig: Gerekirse
- Wenn nicht: Eğer değilse
Örnek:
Ich komme, wenn möglich. (Mümkünse geleceğim.)
Bu örnekler, “wenn” kelimesinin temel kullanımlarını göstermektedir. Ancak, dilin kullanımında bağlam ve cümlenin yapısı önemli olduğu için bu kurallar genel bir çerçevedir ve bazı durumlarda farklı şekillerde kullanılabilir.
Wenn Cümleleri
- Wenn es regnet, nehme ich meinen Regenschirm. (Yağmur yağarsa, şemsiyemi alırım.)
- Wenn ich Zeit habe, lese ich gerne Bücher. (Zamanım olduğunda, kitap okumayı severim.)
- Wenn du krank bist, solltest du zum Arzt gehen. (Eğer hastaysan, doktora gitmelisin.)
- Wenn der Bus kommt, steige ich ein. (Otobüs geldiğinde, binerim.)
- Wenn ich müde bin, gehe ich früh ins Bett. (Yorgun olduğumda, erken yatarım.)
- Wenn sie Hunger hat, isst sie einen Apfel. (Eğer açsa, bir elma yer.)
- Wenn ich Geld habe, kaufe ich mir ein neues Handy. (Para olduğunda, kendime yeni bir telefon alırım.)
- Wenn du Zeit hast, können wir spazieren gehen. (Eğer zamanın varsa, yürüyüşe çıkabiliriz.)
- Wenn es kalt ist, trage ich meinen Mantel. (Soğuk olduğunda, palto giyerim.)
- Wenn ich frei habe, besuche ich meine Freunde. (Boş zamanım olduğunda, arkadaşlarımı ziyaret ederim.)
- Wenn das Essen fertig ist, essen wir zusammen. (Yemek hazır olduğunda, birlikte yeriz.)
- Wenn er müde ist, legt er sich hin. (Eğer o yorgunsa, uzanır.)
- Wenn ich durstig bin, trinke ich Wasser. (Susadığımda, su içerim.)
- Wenn es dunkel wird, mache ich das Licht an. (Karanlık olmaya başladığında, ışığı açarım.)
- Wenn ich anrufe, antwortet er immer. (Aramam durumunda, her zaman cevap verir.)
- Wenn sie Kopfschmerzen hat, nimmt sie eine Tablette. (Baş ağrısı olduğunda, bir hap alır.)
- Wenn wir den Zug verpassen, nehmen wir den nächsten. (Eğer treni kaçırırsak, bir sonrakini alırız.)
- Wenn ich früh aufstehe, fühle ich mich besser. (Erken kalkarsam, kendimi daha iyi hissederim.)
- Wenn du fertig bist, rufe mich an. (Hazır olduğunda, beni ara.)
- Wenn es heiß ist, trinke ich gerne Limonade. (Sıcak olduğunda, limonata içerim.)
- Wenn ich Hilfe brauche, frage ich meinen Bruder. (Yardıma ihtiyacım olduğunda, kardeşime sorarım.)
- Wenn sie die Hausaufgaben macht, lernt sie viel. (Ödevlerini yaparsa, çok şey öğrenir.)
- Wenn er spät dran ist, nimmt er ein Taxi. (Geç kalırsa, bir taksi alır.)
- Wenn ich traurig bin, höre ich Musik. (Üzgün olduğumda, müzik dinlerim.)
- Wenn es sonnig ist, gehe ich gerne nach draußen. (Güneşli olduğunda, dışarı çıkmayı severim.)
- Wenn du fertig kochst, räume die Küche auf. (Yemek yapmayı bitirdiğinde, mutfağı temizle.)
- Wenn ich hungrig bin, esse ich eine Banane. (Aç olduğumda, bir muz yerim.)
- Wenn es laut ist, kann ich mich nicht konzentrieren. (Gürültülü olduğunda, odaklanamam.)
- Wenn wir früh ankommen, haben wir Zeit für eine Pause. (Erken varırsak, bir mola için zamanımız olur.)
- Wenn sie Zeit hat, geht sie gerne ins Kino. (Vakti olduğunda, sinemaya gitmeyi sever.)
Bu cümlelerle Almanca Wenn Cümleleri nasıl kurulur aktarmaya çalıştık. Almanca Wenn Cümleleri yazımıza son verirken en az Almanca Wenn Cümleleri konusu kadar ilginizi çekebilecek yazılarımızı sizin için listeledik.