Almancada Bağlaçlar: Bağlaç, dilbilgisinde cümleleri, kelimeleri veya kelime gruplarını birbirine bağlamak için kullanılan kelimelerdir. Bağlaçlar, metinlerde anlam ilişkilerini kurar, ifadeler arasındaki bağlantıları güçlendirir ve metnin bütünlüğünü sağlar. Türkçede sıkça kullanılan bağlaçlardan bazıları şunlardır:
- ve
- ile
- veya
- ya da
- fakat
- lakin
- ancak
- oysa
- çünkü
- zira
- dolayısıyla
- ki
- gibi
Bu bağlaçlar, cümleleri birleştirirken, zıtlıkları ifade ederken, neden-sonuç ilişkilerini belirlerken veya seçenekleri sunarken kullanılabilirler. Bağlaçlar, dilin yapısal ve anlamsal özelliklerini güçlendiren önemli dilbilgisi unsurlarıdır.
Almanca Bağlaçlar Listesi
Aşağıda en yaygın kullanılan Almanca bağlaçlar listesini bulabilirsiniz.
- und – ve
- aber – fakat
- oder – veya
- denn – çünkü
- weil – çünkü
- dass – ki
- wenn – eğer, -dığı zaman
- obwohl – rağmen
- sondern – aksine
- bevor – önce
- nachdem – sonra
- damit – için, amacıyla
- so dass – böylece
- während – sırasında
- trotzdem – yine de
- also – bu nedenle
- doch – ama, fakat
- entweder… oder – ya… ya da
- sowie – ve, hem de
- indem – sırasında, yaparken
Almanca Bağlaçların Kullanım Yerleri
und – Türkçe: ve
İki öğeyi birleştirir: “Ich trinke Kaffee und lese ein Buch.” (Kahve içiyorum ve bir kitap okuyorum.)
aber – Türkçe: fakat
Zıtlık belirtir: “Ich mag Pizza, aber ich mag auch Pasta.” (Pizza severim, fakat makarna da severim.)
oder – Türkçe: veya
Seçenekleri sunar: “Möchtest du Tee oder Kaffee?” (Çay mı istersin, ya da kahve mi?)
denn – Türkçe: çünkü
Neden-sonuç ilişkisi kurar: “Ich kann nicht kommen, denn ich habe viel Arbeit.” (Gelemem, çünkü çok işim var.)
weil – Türkçe: çünkü
Neden belirtir: “Ich esse Obst, weil es gesund ist.” (Meyve yiyorum, çünkü sağlıklıdır.)
dass – Türkçe: ki
Bir gerçeği veya inançı belirtir: “Ich denke, dass er recht hat.” (Sanırım, ki haklı.)
wenn – Türkçe: eğer, -dığı zaman
Koşul belirler: “Ich komme, wenn du mich einlädst.” (Gelirim, eğer beni davet edersen.)
obwohl – Türkçe: rağmen
Zıtlık belirtir: “Er arbeitet viel, obwohl er krank ist.” (Çok çalışıyor, rağmen hasta.)
sondern – Türkçe: aksine
Olumsuz bir durumu ifade eder: “Ich mag nicht Kaffee, sondern Tee.” (Kahve sevmem, aksine çayı tercih ederim.)
bevor – Türkçe: önce
Zaman sırasını belirler: “Iss dein Essen, bevor es kalt wird.” (Yemeğini ye, önce soğumasın.)
nachdem – Türkçe: sonra
Zaman sırasını belirler: “Ich dusche nachdem ich aufstehe.” (Kalktıktan sonra duş alırım.)
damit – Türkçe: için, amacıyla
Amaç belirler: “Studiere hart, damit du gute Noten bekommst.” (Sıkı çalış, ki iyi notlar alasın.)
so dass – Türkçe: böylece
Sonuç belirtir: “Ich spare Geld, so dass ich mir ein neues Auto kaufen kann.” (Para biriktiriyorum, böylece yeni bir araba alabilirim.)
während – Türkçe: sırasında
Bir eylemin devam ettiği süreyi belirtir: “Ich lese ein Buch, während der Zugfahrt.” (Tren yolculuğu sırasında bir kitap okuyorum.)
trotzdem – Türkçe: yine de
Zıtlık belirtir: “Es regnet, trotzdem gehe ich spazieren.” (Yağmur yağıyor, yine de yürüyüşe çıkıyorum.)
also – Türkçe: bu nedenle
Sonuç belirtir: “Ich habe Hunger, also werde ich etwas essen.” (Açım, bu nedenle bir şeyler yiyeceğim.)
doch – Türkçe: ama, fakat
Zıtlık belirtir: “Ich bin müde, doch ich kann nicht schlafen.” (Yorgunum, ama uyuyamıyorum.)
entweder… oder – Türkçe: ya… ya da
İki seçenek arasında seçim yapmayı ifade eder: “Du kannst entweder Pizza essen oder Nudeln.” (Ya pizza yersin, ya da makarna.)
sowie – Türkçe: ve, hem de
İki benzer öğeyi belirtir: “Er spricht Deutsch sowie Englisch.” (Almanca ve İngilizce konuşur.)
indem – Türkçe: sırasında, yaparken
Bir eylemi gerçekleştirirken belirtir: “Ich lerne Deutsch, indem ich Bücher lese.” (Almanca öğreniyorum, kitap okuyarak yaparken.)
Almanca Bağlaçlar Örnek Cümleler
und – ve
Cümle: “Ich trinke Tee und esse Kekse.” (Çay içiyorum ve kurabiye yiyorum.)
aber – fakat
Cümle: “Er ist müde, aber er möchte noch arbeiten.” (O yorgun, fakat hâlâ çalışmak istiyor.)
oder – veya
Cümle: “Möchtest du Kaffee oder Tee?” (Kahve mi istersin, ya da çay mı?)
denn – çünkü
Cümle: “Ich gehe früh schlafen, denn ich muss morgen früh aufstehen.” (Erken yatıyorum, çünkü yarın erken kalkmalıyım.)
weil – çünkü
Cümle: “Sie bleibt zu Hause, weil sie krank ist.” (Evinde kalıyor, çünkü hasta.)
dass – ki
Cümle: “Ich denke, dass er recht hat.” (Sanırım, ki haklı.)
wenn – eğer, -dığı zaman
Cümle: “Ich rufe dich an, wenn ich ankomme.” (Sana telefon ederim, eğer varınca.)
obwohl – rağmen
Cümle: “Er geht spazieren, obwohl es regnet.” (Yağmur yağmasına rağmen, dışarıda yürüyüşe çıkıyor.)
sondern – aksine
Cümle: “Ich trinke keinen Kaffee, sondern lieber Tee.” (Kahve içmiyorum, aksine çay içerim.)
bevor – önce
Cümle: “Ich esse mein Abendessen, bevor ich ins Bett gehe.” (Yatmadan önce akşam yemeğimi yerim.)
nachdem – sonra
Cümle: “Wir gehen ins Kino, nachdem wir zu Abend gegessen haben.” (Akşam yemeğimizi yedikten sonra sinemaya gidiyoruz.)
damit – için, amacıyla
Cümle: “Ich lerne Deutsch, damit ich in Deutschland arbeiten kann.” (Almanca öğreniyorum, ki Almanya’da çalışabilirim.)
so dass – böylece
Cümle: “Ich spare Geld, so dass ich mir ein neues Auto kaufen kann.” (Para biriktiriyorum, böylece yeni bir araba alabilirim.)
während – sırasında
Cümle: “Ich höre Musik, während ich arbeite.” (Çalışırken müzik dinliyorum.)
trotzdem – yine de
Cümle: “Es regnet, trotzdem gehe ich spazieren.” (Yağmur yağıyor, yine de yürüyüşe çıkıyorum.)
also – bu nedenle
Cümle: “Ich habe Durst, also trinke ich Wasser.” (Susadım, bu nedenle su içiyorum.)
doch – ama, fakat
Cümle: “Er ist klein, doch sehr stark.” (O küçük, ama çok güçlü.)
entweder… oder – ya… ya da
Cümle: “Du kannst entweder ins Kino gehen oder zu Hause bleiben.” (Ya sinemaya gidebilirsin, ya da evde kalabilirsin.)
sowie – ve, hem de
Cümle: “Er spricht Englisch sowie Französisch.” (O, İngilizce ve Fransızca konuşur.)
indem – sırasında, yaparken
Cümle: “Ich lerne Spanisch, indem ich jeden Tag Vokabeln wiederhole.” (Her gün kelime tekrarı yaparak İspanyolca öğreniyorum.)