İngilizce kalıp cümleler ile küresel iletişimde en çok kullanılan dillerden biridir ve öğrenilmesi, birçok kapıyı açabilir. Dil öğrenirken en önemli adımlardan biri, günlük konuşmalarda, yazışmalarda ve resmi durumlarda kullanılan kalıp cümleleri öğrenmektir. İngilizce kalıp cümleler, dilin doğal bir şekilde kullanılmasını sağlar ve öğrenen kişilere özgüven kazandırır. Bu makalede, İngilizce kalıp cümlelerin ne olduğu, nasıl öğrenileceği ve kullanılması gereken durumlar detaylı bir şekilde ele alınacaktır. Ayrıca, bu İngilizce kalıp cümlelerin Türkçe karşılıkları da verilerek, dil öğrenenlerin daha kolay anlaması sağlanacaktır.
İngilizce Kalıp Cümleler (Kategorik)
Aşağıda farklı kategorilerde çok sayıda İngilizce kalıp cümleler ve Türkçeleri verilmiştir. Bu İngilizce kalıp cümleler günlük konuşmalarda, iş hayatında, seyahatlerde ve çeşitli durumlarda kullanılabilir.
Selamlaşma ve Tanışma (Greetings & Introductions)
- Hello! How are you? – Merhaba! Nasılsın?
- Hi! Nice to meet you. – Merhaba! Tanıştığımıza memnun oldum.
- Good morning! – Günaydın!
- Good afternoon! – Tünaydın!
- Good evening! – İyi akşamlar!
- Good night! – İyi geceler!
- What’s your name? – Adın ne?
- My name is John. – Benim adım John.
- Where are you from? – Nerelisin?
- I’m from Turkey. – Türkiye’denim.
- How old are you? – Kaç yaşındasın?
- I’m 25 years old. – 25 yaşındayım.
- How have you been? – Nasılsın, nasıl gidiyor?
- It’s nice to see you again! – Seni tekrar görmek güzel!
- Long time no see! – Uzun zamandır görüşemedik!
Günlük Konuşma (Daily Conversation)
- What are you doing? – Ne yapıyorsun?
- What’s going on? – Neler oluyor?
- Not much, just relaxing. – Fazla bir şey yok, sadece dinleniyorum.
- How was your day? – Günün nasıl geçti?
- It was great, thanks! – Harikaydı, teşekkürler!
- What’s new? – Ne haber?
- Nothing much. – Pek bir şey yok.
- I have no idea. – Hiçbir fikrim yok.
- That sounds good. – Kulağa hoş geliyor.
- I don’t think so. – Sanmıyorum.
- It doesn’t matter. – Önemli değil.
- I’m just kidding. – Sadece şaka yapıyorum.
- I’ll think about it. – Bunu düşüneceğim.
- I hope so. – Umarım öyledir.
- It depends. – Duruma bağlı.
Teşekkür Etme ve Rica (Thanking & Requesting)
- Thank you very much. – Çok teşekkür ederim.
- Thanks a lot! – Çok teşekkürler!
- I appreciate it. – Minnettarım.
- No problem! – Sorun değil!
- You’re welcome. – Rica ederim.
- Could you please help me? – Bana yardım edebilir misin?
- Would you mind opening the window? – Pencereyi açabilir misiniz?
- Can I ask you a favor? – Sizden bir iyilik isteyebilir miyim?
- Excuse me, could you tell me the time? – Affedersiniz, saati söyleyebilir misiniz?
Özür Dileme ve Af Dileme (Apologizing & Forgiving)
- I’m sorry for being late. – Geç kaldığım için özür dilerim.
- I apologize for the mistake. – Hata için özür dilerim.
- It won’t happen again. – Bir daha olmayacak.
- Please forgive me. – Lütfen beni affet.
- That’s okay, don’t worry. – Sorun değil, endişelenme.
- No worries! – Takma kafana!
- I didn’t mean to hurt you. – Seni kırmak istemedim.
Alışveriş (Shopping)
- How much is this? – Bu ne kadar?
- It’s too expensive! – Bu çok pahalı!
- Do you have a cheaper one? – Daha ucuzu var mı?
- Can I try this on? – Bunu deneyebilir miyim?
- Where is the fitting room? – Deneme kabini nerede?
- I’ll take it. – Bunu alıyorum.
- Can I pay by credit card? – Kredi kartıyla ödeyebilir miyim?
- Do you have any discounts? – İndirim var mı?
Yemek Siparişi (Ordering Food)
- Can I see the menu, please? – Menüyü görebilir miyim?
- I’d like to order a pizza. – Bir pizza sipariş etmek istiyorum.
- What do you recommend? – Ne önerirsiniz?
- I’ll have a coffee, please. – Bir kahve alayım lütfen.
- Could I get the bill, please? – Hesabı alabilir miyim?
- This food is delicious! – Bu yemek çok lezzetli!
- I’m full, thank you. – Doydum, teşekkür ederim.
Yol Tarifi Sorma (Asking for Directions)
- Excuse me, where is the nearest bus stop? – Affedersiniz, en yakın otobüs durağı nerede?
- How can I get to the airport? – Havaalanına nasıl gidebilirim?
- Is it far from here? – Buradan uzak mı?
- Turn left at the next street. – Sonraki sokaktan sola dönün.
- Go straight ahead. – Dümdüz gidin.
- It’s on the right side. – Sağ tarafta.
Acil Durumlar (Emergencies)
- Help! – Yardım edin!
- Call an ambulance! – Ambulans çağırın!
- I need a doctor! – Bir doktora ihtiyacım var!
- There’s a fire! – Yangın var!
- I lost my wallet. – Cüzdanımı kaybettim.
- I need the police. – Polisi çağırmam gerekiyor.
- I don’t feel well. – Kendimi iyi hissetmiyorum.
İş Görüşmesi (Job Interview)
- Can you tell me about yourself? – Bana kendinizden bahsedebilir misiniz?
- What are your strengths and weaknesses? – Güçlü ve zayıf yönleriniz nelerdir?
- Why do you want to work here? – Neden burada çalışmak istiyorsunuz?
- What is your previous work experience? – Önceki iş deneyiminiz nedir?
- Do you have any questions for us? – Bizim için bir sorunuz var mı?
Telefon Görüşmeleri (Phone Conversations)
- Hello, can I speak to Mr. Smith? – Merhaba, Bay Smith ile konuşabilir miyim?
- Who is calling, please? – Kim arıyor?
- Hold on a moment, please. – Bir saniye bekleyin lütfen.
- Sorry, he is not available right now. – Üzgünüm, şu anda müsait değil.
- Can I leave a message? – Bir mesaj bırakabilir miyim?
- I will call you back later. – Seni daha sonra arayacağım.