İngilizce dilinde etkili iletişim kurabilmenin temel taşlarından biri, İngilizce en çok kullanılan fiilleri bilmek ve doğru şekilde kullanmaktır. Bu makalede, İngilizce en çok kullanılan fiiller ve Türkçe karşılıkları detaylı bir şekilde ele alınacaktır. İngilizce öğrenmeye başlayanlar ve dil yetkinliğini artırmak isteyenler için bu fiillerin bilinmesi oldukça önemlidir. Hem yazılı hem de sözlü iletişimde sıkça karşılaşılan bu fiiller, dilin temel yapı taşlarını oluşturur. İngilizce en çok kullanılan fiiller, günlük yaşamda, iş hayatında ve akademik yazılarda sıklıkla kullanıldığı için dil öğrenenler için büyük bir avantaj sağlar. Bu makalenin amacı, İngilizce en çok kullanılan fiillerin doğru anlaşılması ve kullanımını sağlamaktır.
İngilizce En Çok Kullanılan Fiiller ve Türkçe Karşılıkları

1. To Be (Olmak)
İngilizce dilinde en çok kullanılan fiil şüphesiz “to be” fiilidir. “To be” fiili, varlık belirtmek için kullanılır ve Türkçede “olmak” anlamına gelir. Örnek cümleler:
- I am a student. (Ben bir öğrenciyim.)
- She is a doctor. (O bir doktordur.)
- They are friends. (Onlar arkadaştır.)
2. To Have (Sahip Olmak)
“To have” fiili, sahiplik belirtmek için kullanılır. Türkçede “sahip olmak” anlamına gelir. Örnek cümleler:
- I have a car. (Bir arabam var.)
- He has a dog. (Onun bir köpeği var.)
- We have a meeting. (Bir toplantımız var.)
3. To Do (Yapmak)
“To do” fiili, bir eylemi gerçekleştirmek anlamında kullanılır. Türkçede “yapmak” anlamına gelir. Örnek cümleler:
- I do my homework. (Ödevimi yaparım.)
- She does the dishes. (O bulaşıkları yıkar.)
- They do their job well. (Onlar işlerini iyi yapar.)
4. To Say (Söylemek)
“To say” fiili, bir şeyi ifade etmek anlamında kullanılır. Türkçede “söylemek” anlamına gelir. Örnek cümleler:
- She says hello. (O merhaba der.)
- I say yes. (Evet derim.)
- They say it’s true. (Onlar bunun doğru olduğunu söyler.)
5. To Go (Gitmek)
“To go” fiili, bir yere gitmek anlamında kullanılır. Türkçede “gitmek” anlamına gelir. Örnek cümleler:
- I go to school. (Okula giderim.)
- He goes to work. (İşe gider.)
- We go to the park. (Parka gideriz.)
6. To Get (Almak)
“To get” fiili, bir şeyi elde etmek veya almak anlamında kullanılır. Türkçede “almak” anlamına gelir. Örnek cümleler:
- I get a gift. (Bir hediye alırım.)
- She gets a message. (O bir mesaj alır.)
- They get the news. (Onlar haberi alır.)
7. To Make (Yapmak)
“To make” fiili, bir şeyi yapmak veya oluşturmak anlamında kullanılır. Türkçede “yapmak” anlamına gelir. Örnek cümleler:
- I make a cake. (Bir kek yaparım.)
- He makes a decision. (O bir karar verir.)
- We make plans. (Planlar yaparız.)
8. To Know (Bilmek)
“To know” fiili, bir şeyi bilmek anlamında kullanılır. Türkçede “bilmek” anlamına gelir. Örnek cümleler:
- I know the answer. (Cevabı biliyorum.)
- She knows him. (Onu tanıyor.)
- They know the truth. (Gerçeği biliyorlar.)
9. To Think (Düşünmek)
“To think” fiili, düşünmek anlamında kullanılır. Türkçede “düşünmek” anlamına gelir. Örnek cümleler:
- I think about it. (Onu düşünüyorum.)
- He thinks he’s right. (O, haklı olduğunu düşünüyor.)
- We think alike. (Aynı şekilde düşünüyoruz.)
10. To Take (Almak)
“To take” fiili, bir şeyi almak veya götürmek anlamında kullanılır. Türkçede “almak” anlamına gelir. Örnek cümleler:
- I take a book. (Bir kitap alırım.)
- She takes a break. (O, bir ara verir.)
- They take the bus. (Otobüse binerler.)
11. To See (Görmek)
“To see” fiili, görmek anlamında kullanılır. Türkçede “görmek” anlamına gelir. Örnek cümleler:
- I see the stars. (Yıldızları görüyorum.)
- He sees a doctor. (O, bir doktora görünüyor.)
- We see the results. (Sonuçları görüyoruz.)
12. To Come (Gelmek)
“To come” fiili, bir yere gelmek anlamında kullanılır. Türkçede “gelmek” anlamına gelir. Örnek cümleler:
- I come home. (Eve gelirim.)
- She comes to the party. (O, partiye gelir.)
- They come together. (Birlikte gelirler.)
13. To Want (İstemek)
“To want” fiili, bir şeyi istemek anlamında kullanılır. Türkçede “istemek” anlamına gelir. Örnek cümleler:
- I want ice cream. (Dondurma istiyorum.)
- He wants to leave. (O, ayrılmak istiyor.)
- We want more time. (Daha fazla zaman istiyoruz.)
14. To Use (Kullanmak)
“To use” fiili, bir şeyi kullanmak anlamında kullanılır. Türkçede “kullanmak” anlamına gelir. Örnek cümleler:
- I use a computer. (Bir bilgisayar kullanırım.)
- She uses a pen. (O, bir kalem kullanır.)
- They use the internet. (İnterneti kullanırlar.)
15. To Find (Bulmak)
“To find” fiili, bir şeyi bulmak anlamında kullanılır. Türkçede “bulmak” anlamına gelir. Örnek cümleler:
- I find my keys. (Anahtarlarımı bulurum.)
- He finds a solution. (O, bir çözüm bulur.)
- We find it interesting. (Onu ilginç buluyoruz.)
16. To Give (Vermek)
“To give” fiili, bir şeyi vermek anlamında kullanılır. Türkçede “vermek” anlamına gelir. Örnek cümleler:
- I give a gift. (Bir hediye veririm.)
- She gives advice. (O, tavsiye verir.)
- They give a presentation. (Bir sunum yaparlar.)
17. To Tell (Anlatmak)
“To tell” fiili, bir şeyi anlatmak veya söylemek anlamında kullanılır. Türkçede “anlatmak” anlamına gelir. Örnek cümleler:
- I tell a story. (Bir hikaye anlatırım.)
- He tells the truth. (O, gerçeği söyler.)
- We tell our plans. (Planlarımızı anlatırız.)
18. To Work (Çalışmak)
“To work” fiili, çalışmak anlamında kullanılır. Türkçede “çalışmak” anlamına gelir. Örnek cümleler:
- I work at a bank. (Bir bankada çalışırım.)
- She works hard. (O, çok çalışır.)
- They work together. (Birlikte çalışırlar.)
19. To Call (Aramak)
“To call” fiili, birini aramak veya çağırmak anlamında kullanılır. Türkçede “aramak” anlamına gelir. Örnek cümleler:
- I call my friend. (Arkadaşımı ararım.)
- He calls his mom. (O, annesini arar.)
- We call for help. (Yardım çağırırız.)
20. To Try (Denemek)
“To try” fiili, bir şeyi denemek anlamında kullanılır. Türkçede “denemek” anlamına gelir. Örnek cümleler:
- I try my best. (Elimden gelenin en iyisini denerim.)
- She tries a new recipe. (O, yeni bir tarif dener.)
- They try to solve the problem. (Sorunu çözmeye çalışırlar.)
21. To Ask (Sormak)
“To ask” fiili, bir şeyi sormak anlamında kullanılır. Türkçede “sormak” anlamına gelir. Örnek cümleler:
- I ask a question. (Bir soru sorarım.)
- He asks for help. (O, yardım ister.)
- We ask directions. (Yol tarifini sorarız.)
22. To Need (İhtiyaç Duymak)
“To need” fiili, bir şeye ihtiyaç duymak anlamında kullanılır. Türkçede “ihtiyaç duymak” anlamına gelir. Örnek cümleler:
- I need some water. (Biraz suya ihtiyacım var.)
- She needs a break. (O, bir ara vermeye ihtiyaç duyar.)
- They need support. (Destek gerekir.)
23. To Feel (Hissetmek)
“To feel” fiili, hissetmek anlamında kullanılır. Türkçede “hissetmek” anlamına gelir. Örnek cümleler:
- I feel happy. (Mutlu hissediyorum.)
- He feels tired. (Yorgun hissediyor.)
- We feel confident. (Kendimize güveniyoruz.)
24. To Become (Olmak)
“To become” fiili, bir şeye dönüşmek veya olmak anlamında kullanılır. Türkçede “olmak” anlamına gelir. Örnek cümleler:
- I become a teacher. (Öğretmen olurum.)
- She becomes famous. (O, ünlü olur.)
- They become friends. (Arkadaş olurlar.)
25. To Leave (Ayrılmak)
“To leave” fiili, bir yerden ayrılmak anlamında kullanılır. Türkçede “ayrılmak” anlamına gelir. Örnek cümleler:
- I leave home. (Evden ayrılırım.)
- He leaves the office. (O, ofisten ayrılır.)
- They leave the country. (Ülkeden ayrılırlar.)
26. To Put (Koymak)
“To put” fiili, bir şeyi bir yere koymak anlamında kullanılır. Türkçede “koymak” anlamına gelir. Örnek cümleler:
- I put the book on the table. (Kitabı masaya koyarım.)
- She puts on her coat. (O, ceketini giyer.)
- They put the plan into action. (Planı uygulamaya koyarlar.)
27. To Mean (Anlamına Gelmek)
“To mean” fiili, bir şeyin anlamını belirtmek için kullanılır. Türkçede “anlamına gelmek” anlamına gelir. Örnek cümleler:
- I mean what I say. (Söylediğim şeyi kast ediyorum.)
- He means no harm. (O, zarar vermek istemiyor.)
- We mean business. (Ciddi olduğumuzu kastediyoruz.)
28. To Keep (Tutmak)
“To keep” fiili, bir şeyi tutmak veya saklamak anlamında kullanılır. Türkçede “tutmak” anlamına gelir. Örnek cümleler:
- I keep my promises. (Sözlerimi tutarım.)
- She keeps a diary. (O, günlük tutar.)
- They keep the secret. (Sırrı saklarlar.)
29. To Let (İzin Vermek)
“To let” fiili, bir şeye izin vermek anlamında kullanılır. Türkçede “izin vermek” anlamına gelir. Örnek cümleler:
- I let him go. (Gitmesine izin veririm.)
- She lets her kids play outside. (Çocuklarının dışarıda oynamasına izin verir.)
- They let us in. (Bizi içeri alırlar.)
30. To Begin (Başlamak)
“To begin” fiili, başlamak anlamında kullanılır. Türkçede “başlamak” anlamına gelir. Örnek cümleler:
- I begin my day with coffee. (Günümü kahve ile başlarım.)
- He begins to read. (O, okumaya başlar.)
- We begin our journey. (Seyahatimize başlarız.)
İngilizce En Çok Kullanılan Fiiller Tablosu (100 Adet)
Fiil (Verb) | Türkçesi | Örnek Cümle | Çeviri |
---|---|---|---|
Be | Olmak | I am happy. | Ben mutluyum. |
Have | Sahip olmak | I have a car. | Bir arabam var. |
Do | Yapmak | I do my homework. | Ödevimi yaparım. |
Say | Söylemek | She says hello. | O, merhaba der. |
Get | Almak, elde etmek | I got a gift. | Bir hediye aldım. |
Make | Yapmak | He makes a cake. | O, bir pasta yapar. |
Go | Gitmek | They go to school. | Onlar okula giderler. |
Know | Bilmek | I know the answer. | Cevabı biliyorum. |
Think | Düşünmek | She thinks a lot. | O, çok düşünür. |
Take | Almak | I take a taxi. | Taksiye binerim. |
See | Görmek | We see the stars. | Yıldızları görüyoruz. |
Come | Gelmek | He comes home. | O, eve gelir. |
Want | İstemek | I want some water. | Biraz su istiyorum. |
Give | Vermek | She gives a gift. | O, bir hediye verir. |
Use | Kullanmak | I use my phone. | Telefonumu kullanırım. |
Find | Bulmak | He finds his keys. | O, anahtarlarını bulur. |
Tell | Söylemek, anlatmak | She tells a story. | O, bir hikâye anlatır. |
Ask | Sormak | Can I ask a question? | Bir soru sorabilir miyim? |
Work | Çalışmak | He works hard. | O, çok çalışır. |
Seem | Görünmek | You seem tired. | Yorgun görünüyorsun. |
Feel | Hissetmek | I feel happy. | Mutlu hissediyorum. |
Try | Denemek | I try to learn English. | İngilizce öğrenmeye çalışıyorum. |
Leave | Ayrılmak | She leaves early. | O, erken ayrılır. |
Call | Aramak | He calls his mom. | O, annesini arar. |
Need | İhtiyaç duymak | I need help. | Yardıma ihtiyacım var. |
Become | Olmak, dönüşmek | He became a doctor. | O, doktor oldu. |
Mean | Anlamına gelmek | What does this mean? | Bu ne anlama geliyor? |
Keep | Tutmak, saklamak | Keep your promise. | Sözünü tut. |
Let | İzin vermek | Let me help you. | Sana yardım edeyim. |
Begin | Başlamak | The meeting begins now. | Toplantı şimdi başlıyor. |
Show | Göstermek | Can you show me? | Bana gösterebilir misin? |
Hear | Duymak | I hear a noise. | Bir ses duyuyorum. |
Run | Koşmak | He runs fast. | O, hızlı koşar. |
Move | Hareket etmek | Move the chair. | Sandalyeyi hareket ettir. |
Like | Beğenmek | I like pizza. | Pizzayı severim. |
Live | Yaşamak | They live in London. | Onlar Londra’da yaşıyor. |
Believe | İnanmak | I believe you. | Sana inanıyorum. |
Hold | Tutmak | Hold my hand. | Elimi tut. |
Bring | Getirmek | Bring me some water. | Bana biraz su getir. |
Happen | Olmak, meydana gelmek | What happened? | Ne oldu? |
Write | Yazmak | I write a letter. | Bir mektup yazarım. |
Provide | Sağlamak | They provide food. | Onlar yemek sağlar. |
Sit | Oturmak | Please sit down. | Lütfen oturun. |
Stand | Ayakta durmak | He stands by the door. | O, kapının yanında durur. |
Lose | Kaybetmek | I lost my keys. | Anahtarlarımı kaybettim. |
Pay | Ödemek | I pay the bill. | Hesabı öderim. |
Meet | Buluşmak | Let’s meet tomorrow. | Yarın buluşalım. |
Include | İçermek | This includes tax. | Bu, vergiyi içeriyor. |
Continue | Devam etmek | Please continue. | Lütfen devam edin. |
Set | Ayarlamak | Set the alarm. | Alarmı kur. |
Learn | Öğrenmek | I learn English. | İngilizce öğreniyorum. |
Change | Değiştirmek | Change your clothes. | Kıyafetlerini değiştir. |
Lead | Öncülük etmek | He leads the team. | O, takıma liderlik eder. |
Understand | Anlamak | I understand you. | Seni anlıyorum. |
Watch | İzlemek | I watch TV. | Televizyon izlerim. |
Follow | Takip etmek | Follow me. | Beni takip et. |
Stop | Durmak | Stop talking. | Konuşmayı bırak. |
Create | Yaratmak | He creates art. | O, sanat yaratır. |
Speak | Konuşmak | Can you speak slowly? | Yavaş konuşabilir misin? |
Read | Okumak | I read books. | Kitap okurum. |
Allow | İzin vermek | My parents allow it. | Ailem buna izin veriyor. |
Add | Eklemek | Add some sugar. | Biraz şeker ekle. |
Spend | Harcamak | I spend money. | Para harcıyorum. |
Grow | Büyümek | The tree grows fast. | Ağaç hızlı büyüyor. |
Open | Açmak | Open the door. | Kapıyı aç. |
Walk | Yürümek | Let’s walk together. | Birlikte yürüyelim. |
Win | Kazanmak | He won the game. | O, oyunu kazandı. |
Offer | Teklif etmek | They offer help. | Onlar yardım teklif ediyor. |
Consider | Düşünmek, göz önüne almak | Consider my idea. | Fikrimi göz önüne al. |
Expect | Beklemek | I expect good news. | İyi haber bekliyorum. |
Build | İnşa etmek | They build a house. | Onlar bir ev inşa ediyor. |
Stay | Kalmak | Stay here. | Burada kal. |
Fall | Düşmek | The leaves fall. | Yapraklar düşer. |
Cut | Kesmek | Cut the paper. | Kağıdı kes. |
Reach | Ulaşmak | I reached home. | Eve ulaştım. |
Kill | Öldürmek | He kills insects. | O, böcekleri öldürür. |
Raise | Kaldırmak | Raise your hand. | Elini kaldır. |
Pass | Geçmek | Pass the salt. | Tuzu uzat. |
Sell | Satmak | He sells cars. | O, araba satar. |
Require | Gerektirmek | This job requires skills. | Bu iş beceri gerektirir. |
Report | Bildirmek | I report the news. | Haberi bildiririm. |
Decide | Karar vermek | Decide now. | Şimdi karar ver. |
İngilizce en çok kullanılan fiiller, dil öğrenme sürecinde büyük önem taşır. Bu fiillerin doğru anlaşılması ve kullanılması, İngilizce iletişim becerilerini önemli ölçüde artırır. İngilizce en çok kullanılan fiillerin Türkçe karşılıklarını bilmek, dil öğrenenlere büyük avantaj sağlar. Bu makalede ele alınan fiiller, İngilizce dilinde sıklıkla karşılaşılan ve kullanılan temel fiiller arasında yer alır. İngilizce en çok kullanılan fiiller, günlük konuşmalarda, yazılı metinlerde ve iş hayatında sıkça kullanıldığı için, bu fiilleri öğrenmek ve etkin bir şekilde kullanmak dil öğrenenler için büyük bir adımdır. İngilizce en çok kullanılan fiillerin doğru ve etkili kullanımı, dil becerilerinin geliştirilmesinde ve iletişimin daha akıcı olmasında önemli bir rol oynar. Bu nedenle, İngilizce en çok kullanılan fiillerin öğrenilmesi ve pratik yapılması, dil öğrenme sürecinde kritik bir adımdır.