Frau Bertina: Das Essen ist fertig. Bitte, Betty, setz dich neben Alex! Judy, setz dich neben Betty! Harry und Robert setzt euch bitte neben mich! |
Yemek hazır. Lütfen, Alex’un yanına otur, Betty. Judy, sen Betty’nin yanına otur. Harry ve Robert, sizler benim yanıma oturun lütfen. |
Angela bedient: Nudelsuppe, Hühnchen mit Bratkartoffeln, Erbsen, Reis und Apfelkuchen als Nachtisch. |
Angela servis yapar; şehriye çorbası, kızarmış patatesli piliç, bezelye, pilav ve tatlı olarak elmalı turta. |
Betty: Du hast den Tisch sehr hübsch vorbereitet, Angela. |
Masayı çok güzel hazırlamışsın, Angela. |
Robert: Ja, die Speisen sehen sehr appetitlich aus. |
Evet, yiyecekler çok iştah açıcı görünüyorlar. |
|
Betty: Du musst beim Essen aufpassen, Robert. Sonst wirtst du wieder Magenschmerzen bekommen. |
Yediklerine dikkat etmelisin Robert. Yoksa yine mide rahatsızlığı çekersin. |
Robert: O, um Gottes Willen! Sag mir nicht, was ich tun soll. Kannst du mir das Brot reichen Angela? |
Of! Allah aşkına, bana ne yapacağımı söyleme! Ekmeği uzatır mısın? Angela. |
Angela: Ja, naturlich. |
Evet, tabii. |
Judy: Harry, gib mir, bitte, das Salz! |
Lütfen bana tuzu uzatıver Harry. |
Harry: Bitte schön. |
Buyur |
Robert: Alex, reich mir, bitte, den Salat! |
Lütfen bana salatayı uzatıver Alex. |
Angela: Harry, kann ich dir noch etwas Hühnchen geben? |
Harry, sana biraz daha piliç verebilir miyim? |
Harry: Ja, bitte. Das Essen ist ausgezeichnet. Du bist eine gute Köchin, Angela. |
Evet lütfen. Yemekler fevkalade. Sen iyi bir ahçısın. Angela. |
Angela: O, danke schön. Es freut mich, dass es euch gut schmeckt. |
O, teşekkür ederim. Lezettli bulduğunuza sevindim. |
Angela: Judy, möchtest du noch etwas Huhn oder Gemüse. |
Judy, biraz daha piliç veya sevze ister misin? |
Judy: Nein, danke. Ich bin satt. |
Hayır teşekkür ederim. Karnım doydu. |
Angela: Du hast sehr wenig gegessen. |
Çok az yedin |
Judy: Ich esse nie soviel. |
Ben çok fazla yiyemem. |
Angela:Betty, kann ich dir noch etwas Reis geben? |
Betty, sana biraz daha pilav verebilir miyim? |
Betty: Nein, danke, ich kann nichts mehr essen. |
Hayır, teşekkür ederim, artık yiyemem. |
Alex: Und du, Robert? |
Ya sen, Robert? |
Robert: Ich möchte eine ganz kleine Portion Huhn mit Bratkartofelln haben, bitte. |
Ben çok ufak bir parça tavuk ve biraz kızarmış patates isteyeceğim lütfen. |
Angela Bertina geht in die Küche und bringt den Apfelkuchen. |
Angela Bertina mutfağa gider ve elmalı turtayı getirir. |
Betty: Ist dieser Apfelkuchen hausgemacht? |
Bu elmalı turta ev yapımı mı? |
Angela: Ja, mein Schatz, gefällt er dir? |
Evet canım beğendin mi? |
Judy: Ja, er schmeckt sehr gut. |
Evet çok lezzetli. |
Angela: Nimm noch ein Stück, Judy. |
Bir parça daha al, Judy. |
Judy: Nein, danke schön. |
Hayır teşekkür ederim. |
Angela: Ein kleines Stück wird dir nicht schaden. |
Ufak bir parça sana vermez. |
Alex: Wie trinkst du deinen Kaffe, Betty? Einfach oder mit Milch? |
Betty, kahveni nasıl içersin? Sade mi? sütlü mü? |
Betty: Ich trinke ihn ohne Milch.Reich mir, bitte den Zucker, Judy |
Ben sütsüz içerim. Judy, lütfen bana şekeri uzatıver. |