8. Sınıf İngilizce 1. Ünite Kelimeleri: Merhaba sevgili öğrenciler! İngilizce öğrenme serüveninizde ilk adımı atmaya hazır mısınız? 8. sınıf öğrencileri olarak, dil becerilerinizi geliştirmenin heyecan verici bir döneminde bulunuyorsunuz. İngilizce dilini keşfetmek ve kullanmak, kültürleri anlamak ve dünya ile iletişim kurmak için önemli bir araçtır.
Bu birimde, temel İngilizce kelimeleriyle tanışacak ve dilin temel yapı taşlarını öğrenmeye başlayacaksınız. Bu 8. Sınıf İngilizce 1. Ünite kelimeleri, günlük yaşamda sıkça karşılaştığınız ifadeleri içerir ve iletişim becerilerinizi güçlendirmenize yardımcı olacaktır.
Bu liste, sadece kelimelerin anlamlarını öğrenmekle kalmayacak, aynı zamanda bu kelimeleri cümlelerde kullanma becerinizi de artıracak. Dilin gücünü keşfetmek için hazır olun, çünkü bu birimde öğreneceğiniz kelimeler, İngilizce dilini anlama ve kullanma konusundaki temel yeteneklerinizi güçlendirecek.
Unutmayın, dil öğrenmek bir macera ve bu macera sizin için yeni bir dünyanın kapılarını açabilir. Bu birimdeki kelimeler, bu kapıları aralamanıza yardımcı olacak anahtarlar olabilir. İngilizce öğrenme yolculuğunuzda başarılar dileriz!
O halde hadi hep birlikte 8. Sınıf İngilizce 1. Ünite Kelimeleri Listesimize geçelim.
8. Sınıf İngilizce 1. Ünite Kelimeleri Listesi
Aşağıda 8. Sınıf İngilizce 1. Ünite Kelimeleri Listesi bulunmaktadır. 8. Sınıf İngilizce 1. Ünite Kelimeleri Listemiz tam 115 İngilizce kelime içermektedir.
- Twirl: Hızla döndürmek
- Friendship: Arkadaşlık, Dostluk
- Enemy: Düşman
- Close friend: Yakın arkadaş
- Personal traits: Kişilik özellikleri
- Alone: Yalnız
- Fun: Eğlence
- Jump: Zıplamak
- Smile: Gülümsemek
- Cane: Pipet, değnek
- Hope: Ummak, umut etmek
- Walk: Yürümek
- Quatation/Proverb: Alıntı/Atasözü
- Lead: Öncülük etmek
- Happiness: Mutluluk
- Trouble: Bela, kötülük
- Scan: Gözden geçirmek, taramak
- Spend time: Zaman harcamak
- Order: Spariş vermek
- Follow: Takip etmek
- Slumber Party: Yatıya kalmalı misafirlik
- Celebrate: Kutlamak
- Amusement Park: Lunapark
- Offer: Teklif etmek, sunmak
- Join: Katılmak
- Waiter/Waitress: Bay/Bayan garson
- Customer: Müşteri
- Elicit: Ortaya çıkarmak
- Bring: Getirmek
- Decide: Karar vermek
- Response: Cevap vermek
- Accept: Kabul etmek
- Refuse: Reddetmek
- Invite: Davet etmek
- Invitation: Davet
- Apologize: Özür dilemek
- Attend: Katılmak
- Get on well with … : Biriyle iyi anlaşmak, geçinmek
- Pick up: Arabayla almak
- Dishes: Yemekler
- Comment: Yorum yapmak
- Get information: Bilgi almak
- Location: Yer, konum
- Miss: Kaçırmak
- Main course: Ana yemek
- Soup: Çorba
- Take place: Yer almak
- Salad: Salata
- Fee: Ücret
- Attach: Eklemek, iliştirmek
- Pasta: Makarna
- Grilled chicken: Izgara tavuk
- Lentil Soup: Mercimek çorbası, ezogelin
- Excuse: Mazeret, bahane
- FruEvent: Olayit Juice: Meyve suyu
- Dessert: Tatlı
- Beverage: İçecek
- Opportunity: Olanak, fırsat
- Similar interests: Benzer ilgi alanları
- Meatball: Köfte
- Deadline: Son tarih
- Apple pie: Elmalı turta, tart
- Ticket: Bilet
- In advance: Önceden
- Trust: Güvenmek
- Secret: Sır
- Closing: Kapanış
- Reunion: Yeniden bir araya gelme
- Vacation: Tatil
- Bad-tempered: Kötü huylu
- Common: Ortak
- Loyal: Sadık
- Memory: Hafıza
- Greeting: Karşılama, tanışma, başlangıç
- Lie: Yalan söylemek
- Mean: Huysuz, adi, aşağılık
- Family ties: Aile bağları
- Relationship: İlişki
- Back up: Arka çıkmak, destek olmak
- Count on: Güvenmek
- Depend on: Güvenmek
- Tactful: İnce düşünceli, nazik
- Tell the truth: Doğruyu söylemek
- Reliable: Güvenilir
- Honest: Dürüst
- Dishonest: Dürüst olmayan, sahtekâr
- Jealous: Kıskanç
- Understanding: Anlayışlı
- Exciting: Heyecan verici
- Sneaky: Sinsi, içten pazarlıklı
- Generous: Cömert, eli açık
- Self-centered: Ben merkezli, bencil
- Caring: Yardımsever, şefkatli
- Fair: Adil, adaletli, dürüst
- Stubborn: İnatçı
- Relaxed: Rahatlamış
- Bored: Sıkılmış
- Aggressive: agresif, saldırgan
- Adventurous: Maceracı
- Arrogant: Kibirli, kendini beğenmiş
- Helpful: Yardımsever
- Excited: Heyecanlı
- Unreliable: Güvenilmez
- Traditional: Geleneksel
- Amusing: Eğlenceli
- Determined: Kararlı
- Relaxing: Rahatlatıcı
- Local: Yerel
- Truthful: Doğru sözlü, dürüst
- Awesome: Müthiş, dehşet, harika
- Interesting: İlginç
- Interested: İlgili, meraklı
- Boring: Sıkıcı
- Supportive: Destekleyici
- Busy: Meşgul
- amusing: zevkli, eğlenceli
- anything to eat: yiyecek herhangi bir şey
- anything: herhangi bir şey, hiç bir şey
- apologize: özür dilemek
- argue: tartışmak
- around: civarında, etrafında
- arrogant: kibirli
- ask: sormak, istemek
- attach great importance: çok önem vermek
- attend: katılmak, gitmek
- attract: cezbetmek, çekmek
- attractive: çekici
- awesome: harika
- back up: arka çıkmak, desteklemek
- bad tempered: kötü huylu
- beverage: meşrubat, içecek
- call: aramak, çağırmak
- calm: sakin
- caring: ilgili, yardımsever
- celebrate: kutlamak
- chat: sohbet etmek
- chitchat: muhabbet etmek
- close: yakın
- come over: uğramak
- concert: konser
2. Causative