almanca bağlaçlar
A1, Almanca, Gramer, Kelime

Almanca Bağlaçlar

Almanca Bağlaçlar: İsterseniz öncelikle bağlaç nedir sorusuna yanıt vererek başlayalım.

Bağlaç, iki veya daha fazla kelime, cümle veya paragraf arasında bağlantı kurarak ilişkiyi gösteren bir dil bilgisi terimidir. Bağlaçlar, birleştirici öğeler olarak işlev görürler ve metnin akışını ve anlamını güçlendirirler. Örnek olarak, “ve”, “ama”, “fakat”, “veya” gibi kelimeler bağlaçlardır. Biz de bu dersimizde Almancada bağlaçlar nasıl kullanılır, amaçları nelerdir öğrenmeye çalışacağız. Bağlaç bildiğiniz üzere, cümledeki kelimeleri ya da cümleleri birbirine bağlayan kelime veya kelime gruplarıdır. Bağlaçlar, bağlandıkları sözcüklerin veya cümlelerin anlamlarını belirginleştiren ve cümleler arasındaki bağıntıyı düzenleyen önemli dil yapılarıdır.

Almanca bağlaçların en sık kullanılanları aşağıda verilmiştir. Öncelikle Almanca bağlaçların isimleri, Almanca bağlaçların Türkçe karşılıkları verilmiş ve son olarak da Almanca bağlaçlar birer örnek cümle ile pekiştirilmiştir.

Almanca Bağlaçlar İçindekiler:

1. Almanca Bağlaçlar ve Kullanımları

2. Almanca Bağlaçlar Tablosu

3. Almanca Bağlaçlar Örnek Cümleler

Almanca Bağlaçlar ve Kullanımları

und (ve): Er ist nach Deutschland gefahren und hat dort studiert. (O Almanya’ya gidip üniversitede okudu.)

denn (-için, çünkü): Ich muss mich beeilen, denn meine Mutter wartet auf mich. (Annem beklediği için acele etmek zorundayım.)

aber (ama, fakat): Ich wohne in İstanbul, aber ich arbeite in Gebze. (Ben İstanbul’da oturuyorum ama Gebze’de çalışıyorum.)

sondern (tam tersine, aksine, bilakis): Die Flasche ist nicht leer, sondern (sie ist) voll. (Şişe boş değil, tam tersine dolu.)

weil (-için, çünkü): Ich gehe nicht zur Arbeit, weil ich krank bin. (İşe gitmiyorum çünkü hastayım.)

da (-için, çünkü): Da ich krank bin, gehe ich nicht zur Arbeit. (Hasta olduğum için işe gitmiyorum.)

wenn (eğer): Wenn du in Ankara bist, musst du uns besuchen. (Eğer Ankara’ya gelirsen bizi ziyaret etmelisin.)
Du musst uns besuchen, wenn du in Ankara bist. (Bizi ziyaret etmelisin, Ankara’ya gelirsen.)

als (-iken): Als ich 5 Jahre alt war, ist mein Vater gestorben. (Ben beş yaşındayken babam öldü.)
Mein Vater ist gestorben, als ich 5 Jahre alt war. (Babam öldü ben beş yaşındayken.)

seitdem (-den beri): Seitdem er geheiratet hat, besucht er seine Eltern nicht. (Evlendiğinden beri anne babasını ziyaret etmiyor.)
Er besucht seine Eltern nicht, seitdem er geheiratet hat. (Ailesini ziyaret etmiyor evlendiğinden beri.)

bevor (-den önce): Bevor du ins Bett gehst, musst du deine Zähne putzen. (Yatmadan önce dişlerini fırçalamalısın.)
Du musst deine Zähne putzen, bevor du ins Bett gehst. (Dişlerini fırçalamalısın yatmadan önce.)

nachdem (-den sonra): Nachdem wir gegessen haben, sind wir spazieren gegangen. (Yemek yedikten sonra yürüş yaptık.)
Wir sind spazieren gegangen, nachdem wir gegessen haben. (Yemek yedikten sonra yürüyüş yaptık.)

sobald (-ir ermez): Du musst deine Eltern besuchen, sobald du hier bist. (Anne babanı ziyaret etmelisin buraya gelir gelmez.)
Sobald du hier bist, musst du deine Eltern besuchen. (Buraya gelir gelmez anne babanı ziyaret etmelisin.)

solange (olduğu sürece): Solange er bei uns war, hat er nicht geschlafen. (Bizde olduğu sürece hiç uyumadı.)
Er hat nicht geschlafen, solange er bei uns war. (Hiç uyumadı bizde olduğu sürece.)

während (-iken, sırasında): Während ich frühstücke, lese ich Zeitung. (Kahvaltı ederken gazete okurum.)
Ich lese Zeitung, während ich frühstücke. (Gazete okuyorum kahvaltı ederken.)

almanca bağlaçlar

obwohl, obgleich, obschon (-e rağmen): Obwohl sie gute Freunde sind, streiten sie oft. (İyi arkadaş olmalarına rağmen sık sık kavga ediyorlar.)
Sie streiten oft, obwohl sie gute Freunde sind. (Sık sık kavga ediyorlar iyi arkadaş olmalarına rağmen.)

trotzdem (-e rağmen, ama): Er ist krank, trotzdem geht er zur Arbeit. (O hasta ama buna rağmen işe gidiyor.)

deshalb, deswegen (için, -den dolayı): Er hat Fieber, deshalb/deswegen geht er zum Arzt. (Ateşi çıktığı için doktora gidiyor.)

dann (sonra): Er macht (zuerst) seine Hausaufgaben, dann geht er ins Kino. (Önce ödevini yapıyor sonra da sinamaya gidiyor.)

darum (-in için): Sie hat schlechte Noten, darum arbeitet sie so viel. (Onun notları kötü olduğu için çok çalışıyor.)

daher (-den dolayı, -için): Die Apotheke ist geschlossen, daher kann ich die Medikamente nicht kaufen. (Eczane kapalı olduğu için ilaçları alamadım.)

dass (-ini/ni): Er sagte, dass er mich besuchen wollte. (Beni ziyaret edeceğini söyledi.)

damit (için, böylelikle, diye): Er kauft seiner Tochter ein Buch, damit sie lesen lernt. (Okumayı öğrenmesi için kızına kitap alıyor.)

umzu (için, böylelikle): Er braucht Geld, um zu studieren. (Okuyabilmesi için paraya ihtiyacı var.)
Ich lerne fleißig, um bessere Noten zu bekommen. (Daha iyi notlar alabilmek için çok çalışıyorum.)

ob (olup olmadığını): Er fragt, ob das richtig ist. (Bunun doğru olup olmadığını soruyor.)
Ich weiß nicht, ob er heute kommt. (Bugün, onun gelip gelmeyeceğini bilmiyorum.)

sonst (aksi taktirde, yoksa): Du musst ordentlich essen, sonst wirst du krank. (Doğru düzgün yemek yemelisin yoksa hasta olursun.)

sowohlals auch (hem hem de): Ich trinke sowohl Kaffee, als auch Tee. (Hem kahve hem de çay içiyorum.)
Ich kaufe sowohl die Hose, als auch das Hemd. (Hem pantolonu hem de gömleği satın alıyorum.)

wedernoch (nene de): Ich kann weder Deutsch noch Englisch. (Ne Almanca ne de İngilizce biliyorum.)

zwaraber (gerçi, ama): Der Hund ist zwar klein, aber er bellt sehr laut. (Köpek küçük müçük ama çok havlıyor.)

entwederoder (yaya da): Entweder machst du jetzt deine Hausaufgaben, oder du musst das Geschirr spülen. (Şimdi, ya ödevini yaparsın ya da bulaşıkları yıkarsın.)
Du machst jetzt entweder deine Hausaufgaben, oder du musst das Geschirr spülen. (Şimdi, ya ödevini yaparsın ya da bulaşıkları yıkarsın.)

jedesto (ne kadaro kadar): Je mehr du arbeitest, desto bessere Noten bekommst du. (Ne kadar çok çalışırsan o kadar çok iyi not alırsın.)

(an)stattzu (yerine): Kannst du mir bitte helfen, anstatt fernzusehen? (Televizyon izleyeceğine bana yardım eder misin?)

sodass (öyle ki): Es war gestern so kalt, dass ich nicht schwimmen gehen konnte. (Dün hava o kadar soğuktu ki yüzmeye gidemedim.)

so dass (öyle ki): Am Abend wurde es ziemlich kalt, so dass ich keine Lust mehr zum Schwimmen hatte. (Hava öyle soğudu ki yüzmeye gitmek istemedim.)

ohnezu (-meksizin): Ihr Freund ist weggegangen, ohne sich von ihr zu verabschieden. (Arkadaşı ona bir Allahaısmarladık demeden gitti.)

Almanca Bağlaçlar Tablosu

SayıAlmanca BağlaçlarTürkçe ÇevirisiÖrnek Cümle
1undveBen bir elma ve bir armut aldım.
2oderveyaBu akşam yemekte tavuk veya balık var.
3aberama/fakatBugün hava güneşli ama rüzgarlı.
4dennçünküOkula geç kaldım, çünkü otobüsü kaçırdım.
5sondernaksineO dersi sevmedi, aksine diğerlerini sevdi.
6deshalbbu nedenleYorgunum, bu nedenle erken yatmaya karar verdim.
7trotzdemyine deHava soğuk, ama yine de pikniğe gitmek istiyoruz.
8sowohl … als auchhem … hem deHem futbol hem de basketbol oynamayı seviyorum.
9entweder … oderya … ya daHafta sonu ya alışverişe gideceğiz ya da sinemaya.
10obwohl-e rağmenSebze yemeği yapmayı sevmiyorum, ama sağlıklı olduğunu biliyorum.
11währendesnasındaSen evde çalışırken ben alışverişe gideceğim.
12damitiçin, amacıylaMaçı kazanmak için daha sıkı çalışmalıyız.
13als-den/ -dan önceDişlerimi fırçalamadan önce kahvaltı yapmam.
14weilçünküBugün okula gitmem gerekiyor, çünkü sınavım var.
15fallseğerYarın hava güneşli olursa, pikniğe gidebiliriz.
16nachdemsonra, ardındanDersleri bitirdikten sonra arkadaşlarımla buluşacağım.
17seit-dan beriİşe başladığımdan beri çok şey öğrendim.
18bevorönceSinemaya gitmeden önce yemeğimizi yiyelim.
19indemyaparakDil öğrenmek için her gün pratik yaparak ilerleme kaydedebilirsiniz.
20sobald-dığı andaYemek hazır olduğunda, hemen masaya oturabiliriz.
Almanca Bağlaçlar Tablosu

Almanca Bağlaçlar Örnek Cümleler

  1. Ich gehe gerne spazieren, aber ich habe heute keine Zeit. (Aber: Fakat) Bugün zamanım olmadığı için yürüyüşe çıkamayacağım.
  2. Du kannst entweder einen Kaffee oder ein Glas Wasser trinken. (Entweder…oder: Ya…ya da) Kahve veya su içebilirsin.
  3. Er ist zwar müde, jedoch wird er die Arbeit rechtzeitig erledigen. (Jedoch: Ancak) Yorgun olsa da işi zamanında bitirecek.
  4. Ich finde das Buch interessant, obwohl der Anfang etwas langweilig war. (Obwohl: Rağmen) Başlangıcı biraz sıkıcı bile olsa kitabı ilginç buluyorum.
  5. Sie arbeitet hart, denn sie möchte ihr Ziel erreichen. (Denn: Çünkü) Hedefine ulaşmak istediği için sıkı çalışıyor.
  6. Obwohl es geregnet hat, bin ich joggen gegangen. (Obwohl: Rağmen) Yağmur yağmasına rağmen koşuya çıktım.
  7. Maria liest gerne Bücher und sie schaut auch gerne Filme. (Und: Ve) Maria kitap okumayı seviyor ve aynı zamanda film izlemeyi de seviyor.
  8. Ich mag weder Spinat noch Rosenkohl. (Weder…noch: Ne…ne de) Ispanak da lahana da sevmem.
  9. Das Konzert war großartig, weil die Musiker sehr talentiert sind. (Weil: Çünkü) Müzisyenler çok yetenekli oldukları için konser harikaydı.
  10. Jan hat viel gelernt, deshalb konnte er die Prüfung bestehen. (Deshalb: Bu nedenle) Jan çok çalıştığı için sınavı geçebildi.

Almanca bağlaçlar yazımıza son verirken en az Almanca bağlaçlar yazımız kadar ilginizi çekebilecek Almanca Günlük Konuşma Kalıpları ve Okunuşları

İlginizi Çekebilir

1. Almanca Düzenli Fiiller

2. Almanca Cümle Kurma

3. Almanca Tanışma Cümleleri

Kaynaklar

www.pratikalmanca.com

www.google.com

5/5 - (2 votes)
Yazar: Almanca Portalı

İlgili Yazılar

Yorum yapın